Zonguldak’ta kaçak maden ocağında fenalaştıktan sonra, ormanda yanmış cesedi bulunan Afganistan uyruklu Vezir Mohammed Nourtani’nin ölümüne ilişkin soruşturma sürüyor. Soruşturmada tutuklanan kaçak maden ocağının sahipleri Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Körnöş’ün kuzeni Ahmet Aydın ile adli kontrol şartıyla serbest kalan diğer şüphelilerin ifadeleri ortaya çıktı. Şüpheliler ifadelerinde, Nourtani’yi yaktıklarını kabul etti. Kan donduran ayrıntıların yer aldığı ifadelerde, şüpheliler birbirini suçladı.
Zonguldak’ta kaçak maden ocağında fenalaştıktan sonra, ormanlık alanda yanmış cesedi bulunan Afganistan uyruklu Vezir Mohammed Nourtani’nin ölümüne ilişkin soruşturmada 3 kişi tutuklandı. Soruşturmada tutuklanan kaçak maden ocağın sahipleri Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Körnöş’ün kuzeni Ahmet Aydın ile adli kontrol şartıyla serbest kalan diğer şüphelilerin savcılık ifadelerinde kan donduran ayrıntılar yer aldı. Şüpheliler Nourtani’nin ocakta vagon ittiği sırada fenalaşarak yere yığıldığını öne sürdü.
Ocağa, kamyonuna kömür yükletmek için gittiğini söyleyen A.Ç., çalışanlardan S.K.’nin ‘Biri fenalaştı’ diyerek kendisini çağırdığını belirterek, içeri girdiğinde Afganistan uyruklu madencinin yerde yüz üstü yattığını söyledi. Madenci Nourtani’ye kalp masajı yaptığını anlatan A.Ç., madenin kaçak olmasından korkup 112 Acil Servisi’ne haber vermediğini söyledi. “Ocak sahiplerinden önce Enver sonra Hakan geldi. Nefes almadığını gördüm. ‘Hastaneye götüreceğiz’ dediler ve battaniyeye sarıp arabaya yükledik.” diyen A.Ç., “Enver bana ‘Atalım’ dedi. Ben de ‘Saçmalamayın, hastaneye götürelim’ dedim. Yolda indim.” Şeklinde konuştu.
Şüphelilerden E.D. ise Enver Gideroğlu’nun talimatıyla S.K. ile birlikte Nourtani’nin kıyafetlerini yaktıklarını söyleyerek, “Enver beni telefonla arayıp çağırdı. Hakan, ‘Bunu buraya bıraksak, biri hastaneye götürse’ dedi. Kabul etmeyince kazma kürek istedi. İstediğini getirmeyip dönünce benzin almamı istedi. Onu da kabul etmedim.” dedi.
Soruşturma kapsamında tutuklanan Ahmet Aydın ise Nourtani’yi çakmakla ateşe verdiğini itiraf etti. Aydın şunları söyledi: “Nefes aldığını görmedim. A.Ç., ‘Polise haber verelim’ dedi ama Hakan kabul etmedi. Hakan, ‘Benim infazım var. Ocak ve işçiler kaçak. Burada çalıştığı öğrenilecek başımız ağrır. Yapacak bir şey yok, biz bunu yok edelim’ dedi. Ben de ‘Olur mu öyle şey’ dedim. Hakan ile petrole gidip 5 litre benzin aldık. Hakan, Enver ve ben, bilmediğim bir yere gittik. Bagajdaki ölüyü indirdik. Hakan benden benzini istedi, Afgan’ın üzerine döktü. Bana da ‘Çakmağı çak’ dedi, ben de talimatıyla ateşi yaktım.”
Şüphelilerden Enver Gideroğlu da kendi aracıyla Nourtani’yi hastaneye götürmeyi reddettiğini söyledi. Bunun üzerine A.Ç., Körnüş ve Aydın’ın içki içmeye başladığını anlatan Gideroğlu, şöyle devam etti: “Hakan ile Ahmet ceset olan araçla gittiler. Kafası güzel olduğu için A.Ç.’yi bıraktım. Tekrar buluştuk. Hakan benzin almış ama bana bir şey söylemedi. Bana yakmaktan hiç bahsedilmedi. Araçta benzin olduğunu bilmiyordum. Boş bir araziye girince ‘Ne yapıyorsun’ diye sordum. Araçtan indiler. Cesedi Ahmet ve Hakan taşıdı ama benden de yardım istediler. Yanlarına gittim. Onlardan uzaklaşıp arabaya kafamı koyup ‘Ne yapacağız’ diye düşünürken Ahmet kapıyı açarak ‘Ben yapacağımı biliyorum’ dedi. 10 saniye sonra bir alev gördüm. Benzini kimin döktüğünü görmedim.”
Hakan Körmüş ise ifadesinde, olayla ilgili pişmanlık duyduğunu söyledi. Ocaktan hastaneye doğru hareket ettiklerini, tuvaleti geldiği için yol kenarında durduğunu anlatan Körmüş, “Bu sırada Enver ve Ahmet arabadan inmişti. Daha sonra baktığımda ateş yandığını gördüm. Müdahale etmek istedim ancak edemedim. Öncesinde ben evde kullanmak için benzin almıştım. Benzini kim döktü görmedim. Ahmet de çakmağı kendisinin yaktığını söylemişti. Ben vardığımda Enver de ateşin yanındaydı. Ertesi sabah A.Ç.'nin yanına giderek vicdan azabı çektiğimi kolluk kuvvetlerine anlatmak istediğimi söyledim.” şeklinde konuştu.