
Bursa'da dişi çekildikten sonra fenalaşan ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren 5 yaşındaki Deniz Sönmez'in ölümüyle ilgili dava başladı. Sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmalarını isteyen Sönmez ailesi, "Sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de çaldılar" diyerek tepki gösterdi.
Bursa 44. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Aleyna S, Kerem Gökay Y. ve Levent O. ile Deniz Sönmez'in ailesi ve taraf avukatları katıldı. İfadesi SEGBİS ile alınan tutuksuz sanık anestezi teknikeri Gül K. ise duruşmaya katılmadı. Aileye başsağlığı dileyen diş hekimi Aleyna S, olayın herkesi çok üzdüğünü ifade etti. Olaydan önce çocuğun diş ağrısıyla kendisine geldiğini ancak korktuğu için tedavisinin sedasyon (anestezi uzmanı tarafından uygulanan ilaçlarla hastanın tüm reflekslerinin korunarak, derinliği kontrollü olarak ayarlanabilen uyku hali) ile yapılmasını kararlaştırdıklarını dile getiren sanık, işlem günü için tarih verdiklerini anlattı. Olay günü yaptığı diş çekimi ve dolgu işlemlerinin son derece basit olduğunu savunan Aleyna S, "İşlemden sonra anormal bir duruma rastlamadık. Bilincinin yerine geldiğini gördük." dedi. Tutuksuz sanık, klinikte çalışmaya başladığında halihazırda sedasyon işlemi yapıldığını da sözlerine ekledi. Anestezi uzmanı Levent O. de sedasyon işlemi başladıktan sonra aileye bilgi verdiğini ve içeri girdiğini, dolgu işlemleri bittikten sonra ise dışarı çıktığını anlattı.
Polikliniğin mesul müdürü Kerem Gökay Y. ise olay günü öğleden sonra diş hekimi Aleyna S'nin telaşlı bir şekilde kendisini aradığını ve işlem yapılan çocuğun fenalaştığını söylediğini dile getirdi. Diş hekiminin, tedavi ve sonrasında aksi bir durum olmadığını bildirdiğini savunan sanık, hemen hastaneye gittiklerini anlattı. Sanık, yaşanan olayda sorumlu olmadığını düşündüğünü belirterek, beraatini istedi. "GELECEĞİMİZİ ÇALDILAR" Olay günü yaşananları anlatan baba Aydın Sönmez, olayın başından sonuna ihmaller zinciri bulunduğunu öne sürdü. İşlemden sonra eve geldiğinde oğlunu yatakta inlerken baygın halde gördüğünü belirten Sönmez, kliniği aradıklarında çocuğu hastaneye götürebileceklerinin söylendiğini aktardı. İşlem sırası ve sonrasında çocuklarıyla ilgilenilmediğini savunan Sönmez, "Eğer Levent Bey orada olsa bir terslik olduğunu anlardı. Ben uyuyamıyorum, bu yaşta tansiyon hastası oldum. Eşim kadın hastalıklarına yakalandı. Sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de çaldılar. En ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum." dedi. Anne Elena Sönmez ise olay günü işlem başladıktan bir süre sonra anestezi uzmanı Levent O'nun odadan çıktığını ve geri dönmediğini iddia etti. İşlemden sonra odada sadece asistanın bulunduğunu ve oğlunun titreyerek ateşinin yükseldiğini ileri süren Sönmez, kendilerine bu durumun normal olduğunun söylendiğini ancak oğlunun uzun süre kendine gelemediğini ifade etti. Bir ara oğlunun bilincinin geldiğini ve kendisine, "Anne ben ölüyorum" dediğini aktaran Sönmez, "Sadece uyuyordun. İlacın etkisi geçecek, her şey yoluna girecek." şeklinde cevap verdiğini ağlayarak anlattı. Klinikte oğluyla ilgilenilmediğini ve muhatap bulamadıklarını dile getiren Sönmez, "O benim tek çocuğumdu. Türkiye Cumhuriyeti adaletine güveniyorum ve gereken cezayı alacaklarına inanıyorum." diye konuştu. Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, tüm sanıkların 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun ek 11. maddesine muhalefet suçundan, sanıklar Aleyna S. ve Levent O'nun "bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan, Kerem Gökay Y'nin ise "taksirle ölüme neden olma" suçundan cezalandırılmasını istedi. Avukatların süre talebini kabul eden mahkeme hakimi duruşmayı erteledi.
