İzmir’in iki ilçesinde denizin rengi değişti. Karşıyaka’da denizin rengi yeşile dönerken, Balçova’da ise kahverengi oldu. Prof. Dr. Doğan Yaşar, denizdeki renk değişiminin plankton patlamasından kaynaklandığını söyledi. Plankton patlamalarının, denizde yaşayan canlılara zarar verebileceğini ifaden eden Yaşar, 1955 yılında aynı bölgede binlerce balığın ölümüyle sonuçlanan çevre felaketini hatırlatıp, önlem alınması çağrısında bulundu.
İzmir’in iki ilçesinde denizin rengi değişti. Karşıyaka ilçesindeki Mavişehir Balıkçı Barınağı civarında, denizin rengi yeşile döndü.
Renk değişimi sahil boyunca fark edilirken, bir başka renk değişimi de Balçova ilçesindeki Çakalburnu Dalyanı mevkisinde yaşandı. Burada da denizin renginin kahverengiye döndüğü gözlemlenirken, etrafa ise kötü bir kokunun yayılması dikkat çekti.
Deniz Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, renk değişimlerinin plankton patlamaları nedeniyle yaşandığını söyledi.
Renk değişimleriyle beraber kötü bir kokunun da yayıldığını aktaran Doğan Yaşar, “Bu renk değişimleri, tamamen planktonlar; yani mikroorganizmalar nedeniyle oluşuyor. Karşıyaka’da yeşil renk, burada gördüğünüz gibi kırmızımtrak bir renk. Ciddi anlamda bir koku da var şu anda.” dedi.
“Deniz suyunda her litrede yaklaşık 1 milyon organizma vardır. Bunlar sıcaklık ve kirlilikle beraber artarak deniz suyunda yaklaşık 2 milyonlara çıkar. 2 milyonlara çıkınca ortamda oksijen bırakmaz bunlar ve ölürler. Mavi, yeşil, kırmızımtırak ya da beyaz görürsünüz bazen. Bunlar, bu türlere göre değişir bu renkler; yani planktonların ölüleri nedeniyle oluşan bir renk bu.” diye konuşan Yaşar, şöyle devam etti: “Bizim maalesef ülkemizin en büyük sorunlarından bir tanesi şu anda denizlerin foseptik olarak kullanılması. Türkiye denizlerinde ilk defa 1955 yılında İzmir iç gölgesinde müthiş bir plankton patlaması olmuştur. Sonuçta binlerce balık ölmüştür.”
“Fabrikalar maalesef arıtmaları çalıştırmıyorlar.” diyen Doğan Yaşar, bu nedenle denizlerde kirliliğin meydana geldiğini söyledi.
Plankton patlamalarının denizde yaşayan canlılara zarar verebileceğini ifaden eden Doğan Yaşar, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz sene toplu balık ölümleri oldu bu taraflarda. Ortamda oksijen kalmayınca, ölünce bu planktonlar, bunların bazıları zehirlidir. Balık bunları yerse ölür; yani doğrudan herkese, bütün canlılara etkisi var. Tek bir iş var. Bu kadar çok zor olmaması lazım. Arıtma testleri çalıştırılmalı hepsi bu.”