16 Haziran Pazar günü başlayacak olan Kurban Bayramı, 4 gün boyunca gerçekleşecek. İşte Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulundan alınan bilgilere göre kurban ibadetiyle ilgili doğru bilinen bazı yanlışlar ve cevapları...
Kurban ibadetinin yerine getirilmesi için gerekli şartları taşıyan bir hayvanın usulüne uygun olarak kesilmesi şarttır. Kesim gerçekleşmeksizin yalnızca bağışta bulunmak veya sadaka vermek kurban ibadeti yerine geçmez. Bu bağlamda "Kesimsiz kurban bağışı" adı altında yapılan bağışların hiçbir dini dayanağı bulunmamakta olup söz konusu bağışlar kurban sayılmaz.
Bir kurban hissesi yalnızca bir kişi içindir. İmkanı olmayan birden fazla kişinin, tek kişilik bir hisseye ortak olabileceği anlayışı dinen doğru değildir. Aynı hisseye birden fazla kişinin ortak olması halinde kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Bu bağlamda vekaletle kurban kesen kuruluşlar kendi adlarına değil, sadece vekalet veren kimseler adına kurban kesebilirler.
İslam'da kabir kurbanı veya ölü kurbanı adıyla bir kurban türü bulunmamaktadır. Ölenin vasiyeti yoksa onun adına udhiyye (Kurban Bayramı'nda hac dışında kesilen kurban) kesilmesi gerekmez.
Evli olmayan kimselerin kurban kesemeyecekleri anlayışı yanlıştır. Kurban kesim işlemini kadınların yapamayacağı anlayışı doğru değildir. Kesme becerisine sahip olan kişi erkek veya kadın olsun kurban kesimini gerçekleştirebilir.
Büyükbaş bir kurbanlığın hissedar sayısının mutlaka 3, 5, 7 gibi tekli sayılarda olması gerektiği anlayışı doğru değildir. Bir büyükbaş hayvana 7 kişi ortak olabildiği gibi 6 veya daha az kişi de ortak olabilir. Önemli olan her birinin hissesinin yedide birden az olmamasıdır.
Kurban etlerinin mutlaka yedi fakire dağıtılması gerektiği şeklindeki anlayış doğru değildir. Kişi udhiyye kurbanını kestikten sonra bunun bir kısmını ihtiyaç sahiplerine, bir kısmını akraba ve komşularına verdikten sonra geriye kalan kısmını kendi evi için kullanabilir.Bu hüküm adak olmayan udhiyye kurbanlarıyla ilgilidir. Vekaletle kurban kesen kuruluşların da udhiyye kurbanlarının etlerini söz verdikleri yerlerin dışına dağıtmamaları, vekalete aykırı davranmamaları gerekir.
Kurbanlık hayvana ortak olanların bazılarının adak veya akika niyetiyle kurbana iştirak etmesinin kurbana engel olduğu şeklindeki anlayış hatalıdır. Ortakların her birinin niyetinin Allah rızası için kurban kesmek olması, kurbanın geçerli olması için yeterlidir.
Seferi (yolcu) olanın kestiği kurbanın geçersiz olduğu anlayışı doğru değildir. Bir kimsenin misafir olarak gittiği köyünde veya başka bir yerde kestiği kurban geçerlidir. Bu şekilde kurban kesen kişinin, daha sonra bayram günleri içinde yaşadığı yere dönünce yeniden kurban kesmesi gerekmez.
Kurban kanının, alına veya araba tekerleği gibi eşyalara sürülmesi inancı yanlıştır.
Kurbanlık hayvanın taşıması gereken vasıflar ve kesimle ilgili diğer hükümler, bütün kurban çeşitlerinde aynıdır. Bu itibarla toplum arasındaki adak, akika veya şükür olarak kurban edilecek hayvanlarda, yaş gibi bazı şartların gerekli olmadığı inancı yanlıştır.